KIŞ BAYRAMI
OPERA - KOMİK'in kulübelerinin arkasında çınlıyor çağlayan. Irmağın dolambaçlı yerinin yakınındaki meyve bahçelerinde, ağaçlıklı yollarda - batan güneşin yeşillerini, kırmızılarını uzatıp duruyor hava fişekleri. Birinci İmparatorluk tarzında saç tuvaletli Horace Nemfaları - Değirmi Sibiryalı kadınlar, Boucher'nin Çinli kızları.
BOĞUNTU
O, benim boyuna ezilmiş tutkularımı hiç bağışlatabilir mi, - yoksulluk çağlarını ferah bir son hiç düzeltebilir mi, başarılı bir gün bizi o yazgısal yeteneksizliğimizin ayıbı üstünde uyutabilir mi?
(Ey hurmalar! elmas! - Aşk, güç! - tüm sevinçlerden, ünlerden daha yüksek! - bununla birlikte, her yerde, - İblis, tanrı, - gençliği bu yaratığın: ben!)
Masalsı bilimsel kazaların ve toplumsal kardeşlik devinimlerinin o ilk açık yüreklilik devrimciliğinin yeniden kazanılması gibi bir sevgiyle karşılanması (olabilir mi)? ..
Ama o bize sevgi gösteren Hortlak, bize verdiğiyle eğlenmemizi, ya da zıvanadan çıkmamızı buyuruyor.
Yuvarlanmak yaralarda, bezdirici havada ve denizde; suların ve ölümcül havanın suskunluğunda, o acılarda; sırıtan o korkunç ve canavarca sessizliği içinde işkencelerin.
METROPOLİTEN
ÇİVİTSİ boğazdan Ossian denizlerine değin, şarap rengi bir göğün yuduğu pembe, turuncu kumlara, manav dükkanlarında karınlarını doyuran yoksul genç ailelerin bir anda yerleşiverdikleri o billûr bulvarlar yükselip kesişiyorlar.
Yas içindeki okyanusun yapabileceği en uğursuz kara bir dumandan meydana gelen, bükülen, gerileyen, inen bir gökte, ziftli bir çölden, korkunç sargılar halinde dizilen sisten örtülerle tolgalar, tekerlekler, sandallar, sargılar bir bozgun halinde kaçışıyorlar. - Savaş.
Kaldır başını; şu yay biçimindeki köprü; Samarie'nin son zerzavat bahçeleri; soğuk gecenin dövdüğü fenerin altındaki ışık içindeki maskeler; nehrin aşağısındaki gürültülü giysisiyle o bön su kızı; bezelye karıklarında bu kafatasları - ve daha buna benzer görüntü oyunları - kır.
Oldukça koruluklu parmaklık ve duvarlarla çevrili yollar, yürekler, kız kardeşler, uzunluğu lânetleyen Şam diye adlandıracağınız canavarsı çiçekler, - eski çağlara özgü hâlâ o musikiyi kabullenen Ren - ötesinden kadınlar, Japonyalılar, Guaranlılar perisi soyluların malları - ve artık bir daha açılmayacak hanlar var - prensesler, ve öyle pek bitkin değilsen, yıldızlar var incelenecek - gökyüzü.
Karın pırı1tıları arasında, Onunla savaştığınız o sabah, bu yeşil dudaklar, aynalar, kara bayraklar, mavi ışınlar sonra, ve kızıl kokuları kutuplar güneşinin, - senin gücün.
BARBAR
Nice sonra, günlerin, mevsimlerin ardından, yaratıkların, ülkelerin,
Kanlı etlerden bir sancak denizlerin ipeği üstünde ve kuzey çiçeklerinin; (o çiçekler ki yoklar.)
Kurtulmak eski asker havalarından - ki hâlâ yüreğimize, kafamıza saldırıyorlar - o eski katillerden uzak.
Oh! kanlı etlerden bir sancak denizlerin ipeği üstünde ve kuzey çiçeklerinin; (o çiçekler ki yoklar.)
Erinç!
Yağan yangınlar, kırağı borasına; -Erinç! - Bizim için sonuna dek kömürleşmiş olan dünyanın yüreğinin attığı elmaslı rüzgâr yağmurundaki ateşler. - Ey Yeryüzü! (Uzağında, işitilen, duyulan o eski kışlaya dönüş borularının ve eski yalımların,)
Yangınlar ve köpükler. Çalgı, uçurumların kıvrılışı ve çarpışı yıldızlara buz parçalarının.
Ey Erinç, ey yeryüzü, ey çalgılar! Ve orada dalgalanan biçimler, terler, saçlar, gözler. Ve göz yaşları beyaz, kaynayan, - ey erinç! - ve bir kadın sesi yanardağların dibinden ve kuzey mağaralarından gelen.
Sancak. ..
SERMAYESİNE
SATMADIĞI satılık Yahudilerin, ne soyluluğun, ne de cürümün tatmadığı, yığınların bilmediği lanetli sevi, cehennemsi doğruluk, sonra ne zamanın ne bilimin tanıyamadığı:
Yeni bir biçim edinıniş sesler; tüm koro, orkestra ve bütün bunların bir anda uygulanışı, bütün bu güçlerin kardeşçe uyanışı; duyularımızı kurtarmak için o biricik fırsat!
Soydu, dünyaydı, erkek kadın cinsiydi, bütün bunların dışında, paha biçilmez bedenler satılık! Her adımda fışkıran zenginlikler! Denetsiz satışı elmasların!
Yığınlar için kargaşalık satılık; önüne geçilmez sevinç, o üstün hevesliler için; inanmışlar, âşıklar için amansız ölüm!
Her şey satılık, evler, göçler, sporlar, oyunlar, yetkin rahatlık, ve gürültü ve devinim ve düşündükleri gelecek!
Satılık, hesap uygulamaları, duyulmadık uyum sıçramaları. Buluşlar, kuşkusuz deyimler, bir anda sizin oluveren.
O görünmez görkemlere, duygusuz tatlara, ve her kötülük için çileden çıkaran gizlere ve yığınlar için ° yaman keyifle duygusuz ve sonsuz atılış.
Bir daha satılmayacak olan bedenler, sesler, o söz götürmez büyük bolluk, satılık. Satıcılar mallarını satıp tüketmiş değiller daha. Yolcular da hemen almak zorunda değiller.
FAİRY
O kızoğlankız gölgelerde, görkemli besi sularıyla, yıldızsı suskunlukta, duygusuz aydınlıklar fesat kurdular Helena'ya karşı. Kızgın yaz sıcağı dilsiz kuşlara bırakıldı ve kayıtsızlık o ölü aşklar, çökük kokulu koylarda (yol alan) paha biçilmez bir yas kayığına verildi.
Oduncu kadınların ezgilerinden sonra, koruların yıkıntısı altındaki selin uğultusuna, kümes hayvanlarının çıngırak seslerinden, yankılı vadilere,çığlıklarına değin steplerin.
Ürperip durdular kürkler, gölgeler, yoksulların göğüsleri ve efsaneleri göğün o çocukluğu için Helena'nın.
Ve hâlâ o eşsiz ışıltılardan, soğuk etkilerden, ve tadından biricik dekorun ve zamanın daha üstün onun gözleri ve oyunu.
SAVAŞ
ÇOCUKKEN, kimi gökyüzleri görüşümü yalınlaştırdılar: her çeşitten insan yüzümün çizgilerinde izler bıraktı. Olaylar kaynaşıp durdular. - Şimdi ise, anların ölümsüz burgusu, matematiğin sonsuzluğu, acayip çocuklukların ve o ulu sevilerin saygısına kavuştuğum ve yurttaşlık başarılarının hepsine eriştiğim bu dünyadan beni kovuyorlar. Bir savaş düşünüyorum, haklı ya da zorbaca, hiç beklenmedik nedenlere dayanan bir savaş.
Bir musiki cümlesi gibi yalın bu da.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder